“`html
Orta Doğu’da Şaşırtıcı Gelişmeler: 36 Toyota Kamyon ve Esad’ın Düşüşü
Son bir hafta içinde meydana gelen olaylar, dikkat çekici bir tablo oluşturdu.
36 adet Toyota kamyon
ve bu kamyonların üzerindeki siyah maskeli birkaç adam…
İlk bakışta bu görüntü, cihada dair bir izlenim uyandırıyor.
Son bakışta da durum pek değişmiyor.
36 Toyota Kamyon, Halep’ten Üç Günde Şam’a Ulaştı
Esad’ın en sadık kalelerinden olan Lazkiye ve Humus’ta bile en küçük bir çatışma yaşanmadı.
Şimdi oturup düşünelim: Bu 36 Toyota kamyon ile gelen Hüseyin Tahrir al-Sham, Esad’ı ve 61 yıllık BAAS yönetimini gerçekten mi devirdi?
Orta Doğu’daki diktatörler, bu kadar kolay bir şekilde mi yıkılabiliyor?
Bu bölgedeki insanların talihine acıyabiliriz; demek ki yönetimlerinin değeri, bir galerideki ticari araçlardan daha düşük değil.
Esad’ın Zayıflığı ve Ortadoğu’nun Dinamikleri
Ah keşke…
Ama gerçek şu ki, Esad’ı ve BAAS rejimini çökerten yalnızca kendi destekçileri olmadı.
Öncelikle, Esad’ın ardındaki en büyük güç olan HAMAS,
7 Ekim’deki kargaşayla birlikte onun ipini çekti.
Olayların akışını değiştiren asıl unsur, İsrail’in buna müdahalesiydi.
Bu durum, İran ve onun vesayet gücü Hizbullah’ı zayıflatmakla mümkün oldu.
Ukrayna, Türkiye ve İngiltere’nin Rolü
Ukrayna, kendini yok etme pahasına Rusya’yı sıkıştırarak,
Diğer cephelerdeki destekçilerini de etkisiz hale getiriyor.
Öte yandan Türkiye, savaşın başında sınırlarını cihad yanlılarına açarak,
Esad karşıtı güçleri 13 yıl boyunca besledi.
İngiltere ise HTŞ’lerin, Şam’a girişi sırasında giydiği üniformaları ve silahları sağladı.
Amerika ve YPG İlişkisi
Bir diğer yandan, YPG ve onun desteğindeki Amerikan güçleri,
Esad’ın kaçtığı sırada, Suriye’deki IŞİD mevzilerini hedef alarak,
IŞİD’in HTŞ’ye olan üstünlük kurmasını engellemeye çalıştı.
Sonuç olarak, ağır IŞİD yerine, El Kaide’ye yakın bir grubun Şam’da galip gelmesine zemin hazırladı.
Suriye Halkının Sessiz Çığlığı
Diktatörlükten bıkmış Suriye halkı,
Ses çıkarmadan, hatta cihadcıları destekleyerek durumu kabul etti.
Pazar günü bir Şam sakini New York Times’a, “Önce Esad’dan kurtulmalıyız. Gerisini sonra düşünürüz” dedi.
Esad’a karşı olan 6 milyon insan ülkeyi terk etti; geriye kalanlar HTŞ’ye teslim oldu.
Tüm kesimler, HTŞ’yi desteklerken, gelecekle ilgili pek de umutlu görünmüyor.
Geçmişten Günümüze: Ayaklanmalar ve İhtimaller
45 yıl önce benzer sahneleri İran’da görmüştüm.
İran “Devrim lideri” Humeyni, Tahran’a geldiğinde,
Üzerinde Air France yazılı bir uçakla gelmişti.
O dönemdeki ruhu İstanbul’daki bazı arkadaşlarım, bu durumu coşkuyla kutlamışlardı.
Umarım Suriye Halkı Dikkatli Olur
Bu yüzden, Suriye’deki tanıdıklarıma aynı uyarıda bulunuyorum:
Henüz sevinmek için çok erken…
Orta Doğu, demokrasi ve barış için doğru bir yer değil; burada beklenmedik gelişmeler her an kapınızı çalabilir.
Kim Düşmanın Yerine Geçiyor?
Şimdi soralım: 36 Toyota kamyonla Şam’ı fethedenler,
Ülkenin istikrarını koruyabilecek mi?
Yoksa mevcut durumda yeni bir BAAS yönetimi mi oluşturacaklar?
Görünen o ki, Suriye daha fazla bölünmüş durumda;
Golan, Güney ve Orta Suriye’de belirgin olan farklı gruplar var.
Türkiye ve İsrail: Bölgedeki İki Temel Aktör
Artık bölgede yalnızca iki ülke var: Türkiye ve İsrail.
Her ikisinin de ortak bir noktası, yalnızca seçim kazandıkları takdirde iktidarında kalabilmeleri.
Bu durumu bir tesadüf olarak mı görüyorsunuz?
Birlikte İlerlemek Zorundalar
Pazar sabahından itibaren, ister iktidar yanlısı olsun ister muhalif,
Hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz: 100 yıllık sağlam bir cumhuriyetimiz varken,
Hala güçlü bir devletimiz var.
Hepimiz bu Cumhuriyet ve devlet kurucularına minnettar olmalıyız.
Hamas’ın Durumu ve Bölgedeki Değişiklikler
7 Ekim’de Hamas’ın tetiklediği olaylar,
Orta Doğu’yu daha da karmaşık bir hale getirmiştir.
Esad’ın düşüşü bu bölgeye huzur getirecek mi?
Artık Türkiye ve İsrail, bu sorunu birlikte çözmek durumundalar,
Çünkü yalnızca işbirliği ile bölgedeki istikrarı sağlayabilirler.
Yeni Bir Dış Politika İhtiyacı
İran artık eski gücüne ulaşamayacak;
Hizbullah’ın ve HAMAS’ın varlığı da zayıflamış durumda.
Bu, dış politikamızda millî menfaatlere odaklanmak için bir fırsat yaratıyor.
Türkiye’nin Rolü
Batı, özellikle Avrupa Birliği, bugün ne yazık ki çaresiz bir durumda.
Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisi her zamankinden daha fazla.
Artık zamanı geldi, Türkiye’ye yeni bir gözle bakmalısınız.
Demokrasinin Temelleri
Son olarak, muhaliflerin yaptığı ilk hareket ne oldu?
Hapishanedeki mahkumları serbest bırakmak.
Demek ki bir ülkeye demokrasi getirmek istiyorsak, o zaman önce kendi içimizde düzenleme yapmalıyız.
Diktatörleri Devirip, Geleceği Düşünmek
New York Times’a bir Suriyeli vatandaşın dediği gibi:
“Baskıcı rejimden kurtulmak her şeyden daha önemliydi. Şimdi ne olacağını bilmiyoruz.”
Amerikan bakış açısıyla, Orta Doğu’nun bu karanlık dönemleri umarım kısa sürer.
Bu halk, özgürlüğün anlamını öğrenene dek mücadele devam edecektir.
“`